Kekemelik

Konuşmada görülen ses, hece, sözcük tekrarları ve uzatmaları, ses ekleme, konuşmaya başlamada zorluklar gibi belirtilerle konuşmanın akıcılığının bozulmasıdır.
Bazı kekemelik örnekleri:
Selam yerine sssselam denmesi ya da fare yerine fffare denmesi
Selam yerine seseselam denmesi ya da kapı yerine kakapı
Söze başlarken duraklama, cümleler içinde akıcılığı bozacak şekilde uzun sessizlikler
Ben ben ben geliyorum.
% 75 oranında 2-5 yaş arası başlar. Bu dönemde başlayan kekemeliğe ‘Gelişimsel kekemelik' denir. Bu dönem dil gelişiminin en hızlı olduğu dönemdir. Dil ve konuşma gelişimi boyunca her 100 çocuktan birinde erken dönem kekemelik belirtisi görülebilir.
Kekemelik çocukluk çağında görülmekle birlikte nadiren ergenlik sonrası da başlayabilmektedir. Bununla beraber çocukluk dönemi ya da sonrasında geçirilen ciddi bir beyin hasarı sonrasında da kekemelik gelişebilir. Beyin hasarı öncesinde bir kekemelik öyküsü yoksa bu durum ‘Nörojenik kekemelik' olarak adlandırılır.
Kekemelik terapi ile kontrol altına alınabilen bir problemdir. Amaç konuşmada akıcılığı arttırmak ve iletişimde başarılı olabilmektir. Kekemeliği ortadan kaldırmak, yok etmek bir amaç olmamakla birlikte kişiye kekemeliği kontrol altına almanın yöntemleri öğretilmelidir.
Başarı, kekemeliği olan kişi, kişinin yakınları ile iş birliği ve terapistin çabasına bağlıdır.
‘Kekemelikte son', ‘15 günde kekemeliğe son', ‘kekemelikte susma yöntemi' gibi teknik ve söylemler kekemelik terapisi için gerçekçi ve olası yaklaşımlar değildir. Kekemelik terapisi bir kontrol eğitimine ve konuşmanın şeklillendirilmesine dayananan bir takım yöntemleri içerir. 15 gün gibi kısa sürelerde bu eğitimi vermek ve hayata genellenebilmesini sağlamak mümkün değildir.